Gelişen Şırnak'ın Güçlü Sesi...Şırnak Haber  

Şırnak Haber

   

Anasayfa   I   İletişim   I   Şikayet Dilek   I   Açılış sayfası yap   I    Sık kullanılanlara ekle  

   

 TOKİLERİN KURA ÇEKİM TARİHİ BELİRLENMELI ARTIK     MUSİAD'TAN AÇIKLAMA...    MAÇ TARİHİ BELLİ OLDU.    MUSİAD'TAN AÇIKLAMA...    MAÇ TARİHİ BELLİ OLDU.    “TEFECİLER VE TEFE TÜFE ÜZERİNE…!”EDİ BESE…!    FİNAL FARKI...  

 
   
 
        Güneydoğu
        Türkiye
        Dünya
        Politika
        Ekonomi
        Eğitim
        Spor
        Sağlık
        Bilim Teknoloji

 

 

        Çok Okunalar

  TOKİLERİN KURA ÇEKİM TARİHİ BELİRLENMELI ARTIK

  MAÇ TARİHİ BELLİ OLDU.

  MUSİAD'TAN AÇIKLAMA...

  MUSİAD'TAN AÇIKLAMA...

  MAÇ TARİHİ BELLİ OLDU.

 

İşte bu!

 

18.9.2008 10:31:17

 

 

 

Geçen hafta Dışişleri Bakanı Ali Babacan, bir "istişare toplantısı" düzenledi. Görüşmeye gazeteciler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarından davet edilen kişiler katıldı.

Önce Bakan Bey kısa bir konuşma yaptı; ardından katılımcılar görüşlerini beyan etti, bazen de sorular sordu. Babacan'ı dinlerken dikkatimi çeken en önemli noktalardan biri şuydu: Türkiye, dış politikada çok hızlı ve çok aktif bir rol üstlendi. O kadar ki çeyrek asra sığdırılan pek çok önemli gelişme, üç-beş senede yaşandı adeta. Bu durumun gelişen teknoloji ve hızlanan iletişim imkânlarıyla da ilgisi bulunmakta. Sebep ne olursa olsun gerçek şu ki, artık Türkiye "dört tarafı düşmanlarla çevrili ülke" olmaktan çıkıyor, herkesle belli bir diplomatik temas kuran, uluslararası problemlerde arabuluculuk yapan, sorun olmaktansa çözüme katkı sağlayan bir ülke durumundayız artık.

Dış politikada inisiyatif aldığımız hadiseleri bir çırpıda sayabilirsiniz. Mesela Afrika Zirvesi, İran'la ilgili arabuluculuk, Suriye ile İsrail'in bir araya getirilmesi, Şam'da düzenlenen dörtlü zirve, Kafkas Platformu için yapılan temaslar, millî maç vesilesiyle Ermenistan konusunda atılan adımlar... Bir yandan Cumhurbaşkanı, diğer yandan Başbakan, öbür taraftan Dışişleri Bakanı, teknokratlar, diplomatlar... Bütün bu temaslar arasında Türkiye'nin bir de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne üyeliği için sarf edilen çabalar var. Babacan, kısa konuşmasının satır arasında, göreve geldiği andan itibaren 140 dışişleri bakanıyla görüşme yaptığını söyledi. Az buz bir şey değil bu; sıkı bir çalışma, yoğun bir gayret sarf ediyor Türkiye.

Dışişleri Bakanı geniş bir istişare toplantısı yapar da konu Avrupa Birliği sürecine gelip dayanmaz mı? Tabii ki aslî konulardan biri AB süreciydi. Bakan Bey'e eleştiriler de yöneltildi; yol gösterenler de oldu. Ali Bey gayet kibar, eleştiriye açık bir insan; notlar aldı, cevaplar verdi, bazen de söylenenleri tasdik etti. Ulusal Program, hem kâğıda basılı bir şekilde hem de dijital ortamda katılımcılara dağıtıldı. Ve Babacan, bundan sonraki yol haritasını izah etti. Tek kelimeyle yararlı bir istişareydi; hem katılımcılar açısından hem de davet edenler zaviyesinden...

AB sürecinde "heyecan eksikliği" sık sık dile getirildi ve hükümetin politikalarına ağır tenkitler yapıldı. Bunların bir kısmına katılmamak mümkün değil; keşke Türkiye iç siyasî çalkantılardan ve işe yaramaz polemiklerden yakasını bir an önce kurtarsa ve AB gibi geniş ufuklu projeler üzerine daha çok kafa yorabilse. Ancak, ısrarla yapılan bir yanlışa da değinmek gerekiyor. Bazı kesimler AB sürecini hükümet(ler)in tek başına götürmesi gereken bir politikaymış gibi davranıyor. Bazı sivil toplum sözcüleri, AB konusunda hükümete adeta amele muamelesi yapıyor. Onları dinlerken sanıyorsunuz ki AB, sadece hükümetlerin işi. Tabii ki süreci iktidarlar yönetecek ama ona destek vermesi gerekenler yeterince doğru politikalar geliştirdi mi? Mesela AB sürecini engellemek isteyen statükoya sivil toplum yeterince karşı çıktı mı? "AB, bir hükümet değil devlet politikasıdır" demesine rağmen bu yolu sürekli tıkamaya çalışan muhalefet partilerine AB destekçisi sivil toplumdan tek satırlık itiraz yükselmiyor.

Dünkü gazetelerin birinci sayfalarında bu çelişkileri unutturacak ortak bir fotoğraf kullanıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile anamuhalefet lideri Deniz Baykal, samimi ve sevecen bir edayla Söğüt'teki programda görünüyorlardı. İşte bu! Farklı düşünmek ille de kavga etmek anlamına gelmiyor ki. N'olur farklı düşüncelerin zenginliği içinde birlik-dirlik mesajları verilebilse, bencillik ve parti popülizmi kokan tavırlar bir kenara bırakılabilse... Böyle bir atmosfer yakalandığında Babacan'ın sırtındaki yük de hafifler, fena mı olur?

 

 

        

Bu yazıya 0 adet yorum yapıldı.

 

   Diğer Yazılar                                             Yazarın Tüm Yazıları..>>

  Aktütün hadisesindeki iletişim kazaları 20.10.2008 10:44:51
  TERÖRLE BÖYLE MÜCADELE EDİLMEZ Kİ! 19.10.2008 17:58:59
  Asker-Medya İlişkisi; Bir Daha 16.10.2008 10:18:31
  İstifa etmesini bilmek 12.10.2008 15:33:55
  İşte bu! 18.9.2008 10:31:17
  Kapatılsa ne olur kapatılmasa ne olur? 26.7.2008 11:28:50
  Saygısızlığın asıl sebebi 24.5.2008 09:12:02
  Kıbrıs’ta yeni macera arayışı?!.. 2.3.2005
  Brüksel gezisi iyi bir fırsat 2.3.2005
  Geriye dönüş yok! 28.12.2004 20:28:26
        Yorumlanan Haberler

 

        Şırnak'ta Hava Durumu

CİZRE'DE HAVA DURUMU  CİZRE'DE HAVA DURUMU  CİZRE'DE HAVA DURUMU

 

        Yararlı Linkler

T.C.Kimlik Numarası

Emekli Sandığı İşlemleri

Vergi Kimlik No.

SSK İşlemleri

BAĞKUR İşlemleri

Resmi Gazete

 

        Site İçi Arama

 

        Ziyaretçi Sayımız

2338009

 

 
 
 
 

 

Gelişen Şırnak Haber

Adres: Atatürk Mah. Bayındırlık Eski Binası Tel-Faks :+90 486 216 58 88 Merkez / ŞIRNAK - Türkiye
© Copyright Şırnak Haber 2004 Tasarım:Faruk GÜNEŞ

Şırnak Haber